TOLKIEN

Kelt Mitolojisi ve Tolkien Yazımındaki Benzer Kavramlar

Orta Dünya

“Su”

Kelt Mitolojisinde su, genellikle yaşam yenileme ve mistik güç kaynağı olarak görülür. Danu’nun çocuklarından herhangi biri öldüğünde kaynağa getiriliyor ve Dion Cecht ile cesedi kaynağa sokup çıkarınca asker yeniden canlanıyordu. Deliye dönen Bres Octriallach da kaynağı yok etmesini istedi. [Peter Berresford Ellis “Kelt Mitolojileri ve Efsaneleri” sf: 44]

Tolkien’de de su benzer şekilde hayat ve büyü ile bağlantılıdır. Lothlorien’deki Nimrodel Nehri, Rivendell’deki Bruinen Nehri veya Anduin gibi büyük Nehirler kutsal ve manevi öneme sahiptir. Su iyileştirici bir unsurdur. Galadriel’in suları, ruhsal arınma ve huzur simgesi olarak görülür.

Kelt Mitolojisi’nde Danu’nun çocuklarının yaşayıp gelişeceği dört büyük ışıltılı kent “Falios, Gorios, Finias, Murias” Doğu’ya doğru çağlayarak akan Ana Tanrıça’ya ithafen Danuvius (Tuna) adını verdikleri nehre kurarlar. Tolkien’de Saklı kent Gondolin, Ulmo’nun kudreti ve basireti sayesinde korunur.

“Nihayet Gondolin’e gideceksin. Turgon ve ben kudretimi, Sirion Vadisi’nden ve oradaki nehirlerden, derelerden eksik etmeyeceğim ki kimse gidişinin farkına varmasın yahut sen kabulün dışında kimse gizli geçidi bulamasın.” [J.R.R. Tolkien “Silmarillion” (İkinci Edisyon) sf: 194]

Kelt Mitolojisinde bilgi edinimi ve aydınlanış ancak Kutsal Su Tanrıçası, Ana Tanrıça Danu’nun dizlerinin dibinde öğrenilebilirdi. Bu nedenle bu bilgilere ancak suyun kenarında ulaşılabilirdi.

“Bu bilgileri edinenler aynı zamanda Kutsal Meşe Bile’ye de saygılı oldular. Onun kutsal adını anmaya izinleri olmadığından meşeye Draoi ismini verdiler ve bilgi sahibi olanlara, yani meşe (dru) bilgisine (vid) ulaşanlara Druid dediler. [Peter Berresford Ellis “Kelt Mitleri ve Efsaneleri” sf: 36]

Tolkien’de Ulmo’nun elçisi Tuor, görevinin en önemli kısmında hiç kimsenin hatta eldar kavminin en maruf temsilcilerinin bile işitmediği bilgileri, suyun kenarına ulaştığında öğrenir. “Ardından Valinor’u ve onun karanlığa gömülüşünü, Noldor Kavmi’nin gönüllü olarak atıldığı sürgünü, Mandos’un Hükmü’nü ve kutsanmış diyarın nasıl tüm gözlerden saklı ve erişilmez kılındığını anlattı Tuor’a.” [J.R.R. Tolkien “Gondolin’in Düşüşü” sf: 208]

Kelt Mitolojisinde Danu’nun çocuklarına karşı savaşan Fomorii’ler, suyun Danu’nun çocuklarına dirilttiğini görünce hiddete kapılırlar.

Tolkien’de Morgoth’un bedenen en çok ürktüğü Vala Tulkas olmasına rağmen, ruhen en çok korktuğu Valar Ulmo ve Varda’dır. Morgoth’un hizmetkarları Ulmo’nun kudretinin geçerli olduğu yerlerden uzak durmaya çalışırlar.

“Göz”

Tek Göz ve Yıkıcı Güç

Fomorii Savaşçılarının en güçlüsü Kelt Mitolojisi’nde kem gözlü Balor’du. “Sahip olduğu tek gözünden yayılan kötülük baktığı herkesi yok etmekteydi.” [Peter Berresford Ellis “Kelt Mitleri ve Efsaneleri” sf: 41]

Her ne kadar Balor’unki gibi fiziksel olmasından ziyade psikolojik baskı ve iradesi ile Sauron da yıkıcı bir güce ve tehdide sahiptir.

Korku ve Tehdit Simgesi

Kelt Mitinde: Balor’un gözü açıldığında düşmanları korkuya kapılır, hatta bazılarının savaş alanında ölmesine sebep olur. Tolkien’de: Sauron’un gözü insanların ve elflerin üzerine sürekli korku yayan bir tehdittir.

Merkezileşmiş Gücün Riskleri

Balor’un tek gözüne indirgenmiş yıkıcı güç merkezileşmiştir. Bu göz yok edilince tüm denge bozulur. “Ünlü Fomorii savaşçısının gözü fırladı ve yere düştü. Saçtığı son ışıltı dokuz Fomorii bölüğünün üç misli savaşçının ölümüne neden oldu.” [Peter Berresford Ellis “Kelt Mitleri ve Efsaneleri” sf: 42]

Sauron’da ise gücünün çoğunu yüzüğe bağlaması, ona büyük bir kudret verdi ama aynı zamanda büyük bir zaaf da yarattı. Yüzük yok olunca kendisi ile beraber orduları da düştü. Liderin sonu = Ordunun sonu. Liderin gücüne mutlak bağlılık…

Güç, Hizmetkar, Dolaylı Kontrol

Balor ve Hizmetkarları

Balor’un tek gözü ölümcül bir güç taşır, ancak mitlerde genellikle gözünü doğrudan kendisi açmaz. Hizmetkarları aracılığıyla aktive olur. “Bu kez Balor onun sesini duydu ve hizmetkarlarına; Gözkapağımı kaldırdın da şu geveze küçük adama bir bakayım.” [Peter Berresford Ellis “Kelt Mitleri ve Efsaneleri” sf: 42]

Sauron ve Hizmetkarları

Sauron’un gücü fiziksel olarak kendi bedeni değil, gözetleme ve irade aracıdır. Bedenine sahip değilken hizmetkarları üzerinden kontrol sağlar. Her ne kadar Sauron’un hizmetkarları irade sahibi olarak gözükseler de neticede Balor’unkiler gibi efendilerine hizmet eden pasif hizmetkarlardır.

Kaybolan Uygarlık

Kelt Mitinde: “Bir dönemin güçlü tanrıları ve tanrıçaları, geliştirmeye çalıştıkları insanların ihanetine uğradılar. Bugün de Kader Adası’nda yaşamakta olan Mil soyundan gelenler Danu’nun çocuklarını Aes Sidh, dağ insanları olarak tanımladılar. Ve Mil dini unutulup Daire dilinin yerini Haç dili aldığında insanlar ‘Aes sidh’leri cin olarak algıladılar.” [Peter Berresford Ellis “Kelt Mitleri ve Efsaneleri” sf: 44]

Tıpkı Tolkien’in Numenor’unda olduğu gibi, yukarıdaki pasajda;

  • Yüce değerlerin ve tanrıların unutulması
  • İnsanların yozlaşması ve isyanı
  • Felaketten kaçan, seçilmiş gruplar bulunur.

1- Yüce Değerlerin ve Tanrıların Unutulması

Kelt Mitolojisinde bir zamanların ulu tanrısı Lough Lamhfada’nın anısı git gide zayıflar ve zamanla sadece “küçük kambur cüce” olarak bilinir. Hatta yüceltildiği dil bile yok olur. Numenor’da halk kendisine zanaat ve dil öğreten Valar’a bağlıydı ve yılda bir kez Meneltarma Dağı’nın tepesinde Eru’ya şükrederlerdi. Ancak zamanla hırs ve ölüm korkusu ile Valar’a karşı gelip onların dillerini yasakladılar, kendi değerlerini yitirdiler.

2- İnsanların Yozlaşması ve İsyanı

Kelt Mitolojisi’nde Mil dini unutuluyor. Aes sidhe (Kader Adası’na yerleşmiş Danu çocukları) yanlış anlaşılıyor ve dağlarda yer altı mağaralarına sığınmak zorunda bırakılıyor. Numenor da Valar’a itaatten uzaklaşıp, arzu ve güç tutkusu ile Valinor’a yürürler. Valar’a sadıklar ise adanın öbür ucuna sürülürler.

3- Felaketten Kaçan, Seçilmiş Gruplar

Danu’nun çocukları yeraltı mağaralarına sığınıyor, Kader Adası’nda kendilerine korunma ve kaçış merkezi buluyorlar. Numenor’da ise Elendil ve takipçileri Orta Dünya’ya kaçarak hayatta kalıyorlar.

Yazıyı yazan: Zeliha Gezer
Yayına hazırlayan: Necati Çaykun

Başa dön tuşu